TAHTACILAR |
![]() |
![]() |
TAHTACILAR Evlerini sarıp katırlara, Soğuksu deresinden yukarı, Kuşdili üzerinden dağlara, Akıp gittiler…
Dirmil’i geçtiler. Gülpınar’dan soğuk su içtiler. Maşta Dağını solda, Asmabağ’ı sağda bırakarak, Bozkırları aştılar, yurtlarına ulaştılar.
Bir derenin yakınında durdular. Oba kurmak için yer buldular. Çardaklarını kurdular, Dinleniyorlar…
Özgürce uzanmış yere Ali dayı. Koymuş başının altına yumşak bir taşı. Unutmuş kederi tasayı. Yayılıyor keyfince katırları.
Ellerinde helke, bir türkü tutturmuş, Allı gelin has gelin, diye. Suya gider, tahtacı kadınları.
Nasıl da bağrına basmış onları. Tertemiz dağların, ardıç kokulu güzelliği, Odun ateşinde pişiyor akşam yemeği.
Gökte ay batıya gider. Çardaklara yıldızlar iner. Ninni söyler analar bebelere. Girip yatılır evlere.
Çardağın içinde, bir ihtiyar, Bağdaş kurmuş oturmuş. Kızı Elif’ini bekler. Bir başına gecede…
Özgür kırların çiçeği, Kızı nerede? Gecenin bu vaktinde, Yolunu beklese mi ola? Çoktan soğudu yemeği. Yakında bırakacak ay, gökyüzünde gezmeyi.
İşte geliyor kızı. Babacığım diyor, babacığım. Sabaha iş var, iyi uykular…
Gecenin sessizliği, Çardak sanki bir kuyu İhtiyar uyudu…
Gecenin ortasında, nefesi kesildi, Azizliği olmalı şeytanın, Dur elleşme, oynama aklımla. Şafakta gidersin otur sessizce yanımda.
İhtiyar içinde duydu sabahın sessizliğini. Güneş yaladı sıcacık esmer tenini. Uyandı, az ötede buldu kızını. Gerindi…
İlk günleri böyle geçti, baba kızın. Yol gösteren ay ışığında, Güneşin kavuran yazında, Kimin gücü yeter, bir genç kızın yüreğini, avucunda tutmaya…
Kız düşünüyordu hala, Dün akşamı:
Nasıl da sevmişti beni, Örtüp üstüme tenini, Sevgiyle doldurmuştu, Boş kalan yüreğimi
Bir sonraki buluşma, Yarın alaca karanlıkta, Ay batar batmaz, Goca çamın yanında…
Düşündükçe;
Bir yanıyor, bir soğuyor bedeni. Vakit yitirmeden buluşma yerine yetişmeli.
Bir başına oturmuş, Yaşlı baba; Dilini yutmuş gibi, düşünceli…
İncinse de incitmez. Yoktur kanla, zulümle işi. Sevgi ve aşk olmadan, Yaşamaz, tahtacı milleti… Hüseyin ÖNDER(Yayın tarihi :10.01.2015) kişi tarafından okundu 64492 |
Meryem Duman hakka yürüdü |
Halil Şahin hakka yürüdü |
Selver Sülecik hakka yürüdü |
Yaşar BALLI hakka yürüdü |
Mustafa KAYMAZ hakka yürüdü |
Ali İbrahim ZEYBEK hakka yürüdü |
İsmet Kollez hakka yürüdü |
Süleyman AYAZ hakka yürüdü |
Elif BİÇER (Gökgız) vefatı |
Veli CİĞER'in vefatı |
İsmail KAYA hakka yürüdü |
Haydar CİĞER'in vefatı |
|
Veli ÖNCÜL'ün vefatı |
|
GÜLLÜ KATAR'ın vefatı |
|
Gülistan ÇELİK vefat etti |
|
FATMA BALLI 'nın vefatı |
Aşalar BALLI'nın vefatı |
Aşalar BALLI'nın vefatı |
HASAN ARSLAN VEFAT ETTİ. |
|
HASAN GÖZ'ün vefatı |
|
ALİ ESKİN'in vefatı |
|
Hüseyin ALIÇ'ın vefatı |
Köylümüz, (Kasap) İbrahim ALIÇ'ın oğlu HÜSEYİN ALIÇ bugün (28 Ekim 2012) İzmir'de vefat etmiştir. Hüseyin ALIÇ'a allahtan rahmet yakınlarına sabırlar diliyoruz.Tüm köyümüzün başı sağolsun.(Defin yeri ve zamanı ile bilgiler elimize geçtikçe paylaşılacaktır) |
Cenaze Haberleri |
|
Üye Girişi |
Resim Galerisi |
Video Galeri |
Yorumlar
RSS beslemesi, bu iletideki yorumlar için